HETERODOKS FRAGMANLAR I / Bora Ercan 

  • Paylaş:
post-title

Bora Ercan 

HETERODOKS FRAGMANLAR I

  1. Kendini anlama çabasının ne boş bir şey olduğunu yaşlanınca fark eder insan. Bu çabayı bıraktığında ancak, belki anlayabilir kendini; ama, asıl ne kendini anlayabilir tam olarak ne başkalarını ne de başkalarının kendini anlamasını bekleyebilir. Hem neden anlasın ki insan kendini, neden anlaşılsın? Anlasan, anlaşılsan ne olacak. Yaşa kardeşim başka işin mi yok? E zaten anlamak da bir kurgu başlı başına. Hayat bu kurguyu yıkmaya çalışanlarla var etmeye çalışanlar arasındaki gerilim.
  2. Yukarıdaki cümleyi anladığınızı düşünüyorsanız dönüp bir kez okuyun çünkü o cümlenin anlaşılması imkânsız, aynen bu cümlenin anlaşılmasının imkânsız olduğu gibi. Şu an, bunları yazarken ben de okuyorum ve anlamıyorum. Anlaşılan bir şeyler var; evet, o bir şeyler de sadece ve sadece sözcükler, sözcüklerse sözlüklere dayalı, sözlükler de kurguya. Bir şekilde kurguyu yıkmaya çalışırken bile bir kurgu içinde kalmanın çaresizliğinin kabulü şu yazı meselesi? Bundandır her yazarın kendinin katili olmak istemesi.
  3. İlk parçaya dönelim ve anlama kelimesinin yerine sevme kelimesini yerleştirelim. Hani o emir cümlesi gibi: ‘kendini sev’ ve devamını getirin. Kısacası o kadar çok sevecek şey varken insan neden kendini ve başkaları sever ve de sevilmek ister. Kur kur bitmiyor kurgu.
  4. İnsan kendine izin verildiği çerçevede konuşur, düşünür, eyler, var olur. Sınırları belirli bir alanda / uzamda gerçekleşir ne varsa. Sınırlar savaşların nedenidir. Ortadoğu’daki sınırların cetvelle nasıl da muntazam çizildiğini anlamalı, sonra da orada bitmeyen savaşları. Varoluşun temel sorunu da bu. Sınır nerede çizilecek ne kadara genişleyecek ne kadar daralacak. Din, felsefe, bilim üçgeninde köşeler mi önemli kenar çizgiler mi?
  5. Her şeyi ama her şeyi proje olarak görmek, yaşamı da projelendirmek beraberinde ölümden sonrasını da projelendirmeyi getirir. Asıl sömürü buradadır. Bütün dinler öte dünya hayali pazarlar. İnsan ne kurtarmaya çalışmalı kendini ne de başkalarını. Yaşıyor olmanın tek bir nedeni var, o da doğmuş olmak, başka bir bahaneye gerek yok. Nasıl yaşanacağını öğrendiğinde yaşam süresi bitmiş olan canlı türüdür insan.
  6. İnan, başaracaksın, kazanacaksın ya da inandık, başardık, kazandık söylemleri ne kadar acı, aşağılayıcı. İnanılacak, başarılacak, kazanılacak ne olabilir şu hayatta. Önce kendine inanmamayla başlamalı insan. Fark etmeli ki kendinden, inanmaktan ve de kendine inanmaktan çok daha fazlası var. Herkesin birbirini rakip gördüğü yaşamda herkes yeniktir. Seçimlerin kazananı yok.
  7. Göz açtın, kapadın, ötesi ne? Hem kim neyi başarabilir işgalcilerin fatih olarak görüldüğü bu kölelik düzeninde.

 

Resimler
E-Bülten

Bültenimize abone olun ve en yeni güncellemelerimizi doğrudan gelen kutunuza alın.

Yorum Bırakın