Janset Karavin
ANAM BABAM DİNİ
Geçenlerde anneme Nisa Suresinde, cihat ayetlerinden birkaçında yazılanları okudum. “Kim demiş onları?” dedi, “Allah!” dedim. “O Arapların Allah’ıdır, bizimkisi demez öyle şeyler, sen işine bak, uğraşma bunlarla, kitabını yaz,” dedi.
Aynı ülkede yaşıyorsak, öyle tahmin ediyorum ki gündeminizin, zaman zaman çay, kahve vakti sohbetlerinizin ana konularından biri, 6 yaşında evlendirilen kız çocuğunun hikâyesi olsa gerek. Aynı ülkede yaşıyorsak dedim söze girerken çünkü adı aynı olmak kaydıyla aynı olmayan bir Türkiye daha var ve son 20 yıldır bu durumu iyice bir kavradım ben; sizin de hiç değilse sezdiğinizi umuyorum…
Ben televizyon izlemiyorum ancak “yandaş medya” hariç ya da belki de dâhil mümkün olan tüm medya araçlarında sabahlara konuşuldu, tartışıldı, ıncığı cıncığı çıkarıldı; bu yüzden ben olayı yeniden anlatmakla vakit kaybetmeyeceğim, doğrudan hedefime yöneleceğim.
İki ayrı Türkiye olduğu gibi iki başka, hatta binlerce, on binlerce birbirine “binbenzemez” İslam var coğrafyamızda. Kimisi Kurancı, kimisi hadisleri reddediyor, bazısı niyet önemli, gerisi hikâye diyor, öbürü hadisçi, beriki kafasından bir din uydurmuş ve daha önce kullanıldığına aldırış etmeden adını İslam koymuş, kalanlarıysa ben “Müslüman” olarak adlandırıyorum ve onlar da kendi içlerinde mezheplere, tarikatlara, hiziplere bölünüyorlar da bölünüyorlar. Anlatabildim mi? Sanmam. Nasıl anlatsam, nasıl anlatsam…
Bak şimdi güzel kardeşim, sen “Elhamdülillah Müslümanım,” diyorsun ya, he işte, öyle demekle olunmuyor. Olunmuyor çünkü İslam sadece vicdani alanı düzenlemekle yetinmiyor, hayatın her alanında bir yaklaşımı olan, kendine has bir hukuk anlayışı bulunan, kesin ve değiştirilemez ilkelere dayanan bir sistem önerisidir. Her Müslüman, Allah’ın şeriatını yeryüzünde hâkim kılmakla yükümlüdür ve bunun için cihat kendisine farz kılınmıştır. Şimdi sen Müslümanım deyip, laikliği savunursan Allah’as “şirk” koşmuş olursun bilmeden maazallah, tövbe et, şöyle sağda duvar dibine geçip.
Gerçek İslam bu değil nidalarıyla savunmaya çalıştığınız inanç sizin “zihninizdeki İslam” maalesef sevgili laikler. Allah laik değildir, Allah mülkün sahibidir; din, devlet, at, avrat Allah’ındır.
Kızmayın, küfretmeyin hemen, sadece biraz durup düşünün, düşünün bakalım acaba düğünde, cenazede inancımız diye sarıldığınız adetlerin kaçı “Köktengri” inanışından geliyor, kaçı hakikaten İslami, sünnetten falan. Biraz araştırın bakalım. Şu Kuran’ı bir okuyun üç dört başka çeviriden, İngilizceniz varsa İngilizcesinden sağlaması olsun için bir de belki.
Ne söylemiş “Allah” biliyor musunuz, okudunuz mu dininizin kitabını. En acayip bulduğum mevzu da bu affedersiniz ama okumuyorsunuz! Kiminiz okulda kitap görüyorsunuz, hayatınızın geri kalanında kitapla hiçbir ilişiğiniz olmuyor; kiminiz okuyorsunuz iyi kötü, sorulunca Müslümanım diyorsunuz, Cennet var, Cehennem var, yukarıda Allah var diyorsunuz ama Allah’ın “vahyini” toparlayan kitabı okumuyorsunuz! Sıkıntınız ne arkadaşlar? Sonsuza dek Cehennemde yanabilirsiniz inancınıza göre, farkında mısınız? Nasıl olur da Allah’ın doğrudan size hitap ettiği metni alıp okumazsınız? Okuyun. Okuyun ve okumazdan evvelki inanışlarınızla okuduğunuz dini oturup bir kıyaslayıverin bakalım. Bakalım İslam aklınıza, vicdanınıza sığıyor mu, Müslüman mısınız yoksa “anam babam dininin” adı İslam mı olmuş ve siz de düşünmeden taşınmadan, öyle ezberden…
Biliyorum sert söylediklerim. Fıtratım böyle, niyetim temiz yoksa. Kimseye bir zararım dokunmaz, çekinmeyin. İsterseniz “Kutsal Spagetti Canavarı’na” inanın, tapının; bence hiçbir sakıncası yok ve hatta inanç özgürlüğünüz için sizinle omuz omuza mücadele bile ederim. Gelgelelim özgürlüğün, bir başka canlının temel haklarına gölge düşürdüğü anda özgürlük olmaktan çıkacağını bilin isterim.
Henüz 6 yaşındaki bir çocuğun kendi hak ve özgürlükleri hakkında hiçbir fikri olamayacağı açık, değil mi?
Neden inancınızı sorgulamanızı önerdim az evvel biliyor musunuz çünkü İslam, nikâh yaşına bir kısıtlama getirmiyor diğer birçok semavi din gibi. Musevilikte de bir kısıtlama yok, Hıristiyanlıkta da fakat İslam peygamberi, rivayet odur ki “sahih” yani güvenilir, doğru olduğu genel kabul gören, muhatabının kendi ağzından aktarılan ifadelerden vücut hadislere göre, 6 yaşındaki Ayşe’yle nikâhlanıyor, 9 yaşında da “zifafa giriyor.” Dolayısıyla “sünnet” olduğu iddia edilse bu işi tekrarın, haksızlar diyemem şahsen. He siz dersiniz ki yok öyle bir şey, hadislere inanmıyorum, Kuran bize yeter, bu hadisler “sahih” değil, benim inandığım Allah izin vermez buna ve peygamberi yapmaz öyle şey… Ben orasını bilmem. Her birinizle ayrı ayrı oturup sizin zihninizde yarattığınız “ponçik İslam’ın” ne olup ne olmadığını inceleyecek değilim. Ben eldeki kitaba, peygamberin yapıp ettiklerine, o vakitler olan bitene, peygamberin dediklerine, yediklerine rivayeten nakledilmiş hadislere bakıyorum. Siz de bakın lütfen. Lütfen okuyun çünkü sizi seviyorum.
Anneme geçende “Allah nerede anne?” diye sordum kucağına başımı koymuşken, “Her yerde,” dedi hiç tereddüt etmeden. “Peki,” dedim çünkü aşk evliliği yapmış annem gibi, ayakları altında mıdır 6 yaşında evlendirilen annelerin de Cennet bilmem ama anneler, çocukları kaç yaşında olursa olsun annedirler ve her zaman haklıdırlar.
E-Bülten
Bültenimize abone olun ve en yeni güncellemelerimizi doğrudan gelen kutunuza alın.
Yorum Bırakın