ÇEVİRMENİN NOTU, METİNLERARASILIK AND VIDEOTAPE / Derya Çolpan

  • Paylaş:
post-title

Derya Çolpan

ÇEVİRMENİN NOTU, METİNLERARASILIK AND VIDEOTAPE[1]

Üretildiği bağlam yani sözcelem ve edim durumları dikkate alındığında metin (ve sözce) biricik olma özelliğine sahiptir. Metni biricik yapan şey ise onun aynı bağlamda (zaman ve mekânda) yeniden üretilemeyecek olması hüznüdür. Yazarından çıkıp dolaşıma giren metin, okurun kollarında masumiyetini çoktan yitirmiştir diyebiliriz. Bu biricikliğin yitirilmesinin izleri bizi ilk olarak Mihail Bahtin’in Heteroglossia kavramına götürür. Metinle buluşmuş bir okurun ne derece donanımlı olduğu metnin düştüğü bataklığın derinliğini gösterir ve bu derinlik okurun derinliğiyle doğru orantılı değildir. Umberto Eco ve Roland Barthes bu ilişkiyi okur ve metin (bazen de yazar) üzerinden yapısalcı ve post-yapısalcı düzlemde irdelemişlerdir.

Kendi dilinde seri üretim bandına yatırılmış metnin biricikliği eriyip giderken onu başka dillere çevirmek de metne yeni bir saldırıdır. Kaynak yapıtın dilini bilen çevirmen unvanlı kişinin metnin kodunu çözmesi, onu farklı bir dilde (ve kendi öznelliği marifetiyle) yeniden kodlaması, metni aslında kendini yapayalnız hissedeceği bir bağlama, kültüre ve de yalnızlığa itecektir. Sonuç olarak metnin farklı bir dilde yerini yadırgaması, mekândan (ve doğal olarak da zamandan) rahatsız olması Michel Foucault’nun Heterotopia diye adlandırdığı yeni bir mekânın oluşumuna işaret ediyor gibidir.

Farklı zaman ve mekânlardan geçerek yeni bir dile yerleşen metnin o yabancı ortamların okuruyla buluşma başarısı, yazarının olduğu kadar çevirmeninin de yetkinliğine bağlıdır. Bazı çeviri metinleri özellikle çevirmenleriyle anıyor olmamız ve yazarlar kadar çevirmenlerin de metnin alametifarikası olarak görülmesi bu yüzdendir.

Nitelikli bir çevirmenin okura sağladığı yalnızca metni yeniden kodlamak değil, ona metni anlamlandırma yolunda kolaylıklar sağlamaktır. Ancak bu yardım niyeti taşıyan işler çevirmene metinde bir alan açar. Çevirmeni görünür kılan söz konusu işlerden biri çevirmenin notu (ç.n.) olarak bildiğimiz notlardır. Bu notlar metinde bazen dipnot bazen de sonnot olarak karşımıza çıkar. Bir okur metni anlamlandırabilmek için bilişsel anlamda üç farklı şemaya gereksinim duyar: dil şeması, tür (retorik) şeması ve içerik şeması. Yani okurun metnin diline, türün özelliklerine ve içerik bilgisine sahip olması… Metnin ilk olarak üretildiği kaynak dilde bir kavram o dile özgüyse, sosyokültürel geçmişi, deyiş ve retorik özellikleri çevrildiği erek dilde karşılık bulmuyorsa ve okurun bazı içerik bilgisine sahip olamayabileceği düşünülüyorsa sözü edilen şemaların oluşturulması ve de metnin anlamlandırılması sekteye uğrayabilir. Bu durumda çevirmenin görevi kaynak metinde yer almayan bazı notları çeviri metne eklemektir ve bu notların bazı okurlar için hayat kurtarıcı olacağına inanmaktır.

Çevirmenin notu yalnızca bir not olmanın ötesinde zaten yaralanmış olan biricikliğe yeni bir saldırıdır. Metni uzatır, bozar, açıklamaya çalışır ve okuru başka metinlere yönlendirir. Bu eylem, bir metni önceki diğer metinlerin mirasçısı olarak gören metinlerarasılık kavramının (bkz. Bahtin, Kristeva ve Barthes) gündeme getirilmesini gerekli kılar ister istemez. Çevirmen bu yolla metni ve okuru bilgisizlikten, yalnızlıktan, yanlış yorumlamadan ve diğer kötülüklerden korumaya çalışır.  İyi niyetle girişilen bu eylem aslında postmodern anlatıda yerleşik düzene geçmiş metinlerarasılık uygulamalarındakine (pastiş, kolaj, palimpsest, vb.) benzer sularda yolculuğa zorlar (ya da zorlayabilir) okuru. Ne var ki bu yolculuğun niteliği de çevirmenin notunun niteliğiyle doğru orantılıdır. Yani okurun bazen çevirmen tarafından yanlış yönlendirilme tehlikesi vardır ve bu da metnin biricikliğine öncekilerden daha vahşi bir saldırıyla sonuçlanabilir.

Çevirmenin notu, okuduğunu anlamlandırma süreçlerine metinlerarası müdahalenin yegâne yolu değildir. Çevirmenin ya da eleştirmenlerin yazdığı önsözler, kitap arka kapak yazıları ve benzeri işler de metni okumaya hazırlanan okur için yönlendirici (belki de saldırgan) ek metinler ya da notlar olarak görülebilir. Çeviribilim alanındaki bazı çalışmalarda çevirmenin metindeki görünürlüğü incelenmiştir. Bu görünürlük, oluşturulan ek metinlerin yanı sıra çevirmen tarafından yeğlenen dil yapıları, sözcük seçimleri ve alana özgü bazı teknikler üzerinden de okunabilmektedir.

Donanımlı ve deneyimli okurlar metne yönelik müdahalelerden az zayiatla kurtulmayı başarabilirler. Gerçekte onları deneyimli yapan özellik çevirmeni metinde tanımayı ve anlamlandırma süreçlerini olumlu biçimde yönetmeyi de içeren becerilerinden kaynaklanır. Bu okurlar metnin biricikliğinin defalarca zedelenmiş olduğunu bilirler, çevirmenin notuna ve diğer benzer uygulamalara bu bilinçli gözle bakarlar.

[1] Burada “ve diğer benzer uygulamalar” anlamında kullanılmıştır (ç.n.)

Resimler
E-Bülten

Bültenimize abone olun ve en yeni güncellemelerimizi doğrudan gelen kutunuza alın.

Yorum Bırakın