Efsane Alper
GALLER ZAMANLARI 4
Merhaba vicdanı olmayanlar
Vicdanlarından bihaber olanlar
Belki şimdi mutlusunuzdur
Ancak bilin ki
Beni yıldıramadınız
Merbaha vicdanı olmayanlar
Vicdanlarından bihaber olanlar
Yalanlarınızla herkesi kandırabilirsiniz
Ama gerçeğin ne olduğunu
Benim kadar sizde biliyorsunuz…
Gerçekler birgün sizden hesap soracak, emin olun…
Merhaba vicdanı olmayanlar
Vicdanlarından bihaber olanlar
Sabırla bekliyorum
Sabırla susuyorum
Çünkü biliyorum ki
Yalanlarınız birgün ortaya çıkacak
Hep mağdur
Hep haklı
Hep başkalarını suçlayan sizler
Kendi nefretinizle kendinizi yakacaksınız…
Merhaba vicdanı olmayanlar
Vicdanlarından bihaber olanlar
Biliyorum ki benim ıstırabım
Sizin çoşkunuz
Ama şikayet etmiyorum
Çünkü artık sizi umursamıyorum…
Merhaba vicdanı olmayanlar
Vicdanlarından bihaber olanlar
Umarım geceleri rahat uyuyorsunuzdur
Kabuslarınız başlamadıysa bile
İnanın yakındır kendi cehennemizi yaratmanız…
Merhaba vicdanı olmayanlar
Vicdanlarından bihaber olanlar
Ben yelkelerimi açtım gidiyorum
Oysa siz hayat boyu
Yalanlarınızın halatlarıyla bağlanmış
Nefes alamayacaksınız…
Ve hep korkularınızla yaşayacaksınız…
Hayatın garip bir tesadüfü ama Trebinsun House ile ilgili yazımdan tam bir hafta sonra kedimi Trebinsun House’un önünde buldum. Yıllar birbirini kovalarken orada pek bir şey değişmemişti ama benim hayatım hallaç pamuğu gibi ordan araya atılmıştı. Sanki hiçbir şey değişmemiş gibi evin etrafını saran bahçede yürürken… Düşüncelerimi saran 'sanki'ler… Sanki buraya mecburiyetten gelmişim... Sanki başka şansım var mıydı… Sanki burada olmak… 'Sanki'ler öylesine ağır ki bugünlerde…
Çünkü mahkumiyetim sankileri çağırıyor… Evet evet hapse mahkum olmak… Üstelikte sadece absürt bir oyun yazdığım için… Evet evet on sekiz yıl… Sanki adalet varmış gibi… Sankiler bugünlerde sadece mahkûmiyeti çağrıştırıyor, oysa ben mahkûm değilim. Mahkum edildim ama… Mahkum değil miyim gerçekten…
Trebinsun House’un bahçesindeki kocaman ağacını altında durup gökyüzüne baktım, gökyüzü koyu mavi, yağmur yağdı yağacak… Yıllar sonra burada olmak, geçmişle şimdi arasında hızla gidip gelen zihnim… Buraya ilk geldiğinde Galler’de yaşamak isteyen ben ve şimdi neredeyse 15 yıl sonra burada yaşamaya mahkum ben… Seçim yapan olmama rağmen yine de mahkum hissetmek kimi zaman….
Acılarımı inkar etmeyeceğim, ihanetleri asla unutmayacağım ama her şeye rağmen ayakta durmaya ve mutlu olmaya da devam edeceğim. İnat işte… İnadıma inatla sarılacağım. İnatçıyım ya… Karanlık, vicdansız, gerçekleri saptıran ve onlara inanların renklerimi soldurmalarına izin vermeyeceğim. Sizleri affedeceğim ama hiç unutmayacığım yaptıklarınızı, söylediklerinizi, yazdıklarınızı… Asla unutmayacağım…
Hayatımda her zaman seçimler yaptım ve her seferinde de yaptığım seçimlerin sorumluluklarını aldım. Kimi zaman seçimlerin sonuçlarını ve bedellerini çok ağır ödedim ama hiçbir zaman suçlamamın rahat kucağını seçmedim. O nedenle de hep vicdanlı olduğuma inandım… Vicdan, mahkumiyet, mahkum edilmek, mahkum olmak…
Tercihimin sonucu beni mahkûmiyete götürmüşse, mahkûmiyetim daha ağır mı yoksa daha hafif mi olur? Mahkûm olmak... Mahkûmiyeti seçmiş olabilir miyim? Mahkûm mu? Kim… Nerede… Ne zaman?!
E-Bülten
Bültenimize abone olun ve en yeni güncellemelerimizi doğrudan gelen kutunuza alın.
Yorum Bırakın